
İlk anne olduğum zamanı hatırlıyorum. Bazen çok uzak bir geçmiş gibi gelse de, yaşadığım kaygılar daha dün gibi hatırımda. “Yeterince besleyebiliyor muyum, güzel uyuyor mu, sağlıklı bir bağ kurdum mu?” gibi soruların yerini zamanla çocuğumun duygusal, sosyal, bilişsel gelişimine yönelik sorular aldı. Elbette dünyadaki ilk anne ben değildim ve yaşadığım bu kaygılar da sadece bana ait değildi. Ama annelik bir o kadar da kendine özgü, tamamen eşsiz, hem annenin kendi doğası hem çocuğun fıtratı çerçevesinde başka hiç kimseyle karşılaştırılamayacak bir deneyim değil midir?
Şimdi o ilk annelik deneyimimin üzerinden yıllar geçti ama nedense bir anne olarak kaygılar tamamen geçmedi :)) Ben büyüdüm, olgunlaştım; çocuğum büyüdü, olgunlaştı ve bizim yaşam yolculuğunda yanıtını aradığımız sorular biçim değiştirerek çoğaldı. Bazen öyle bir noktaya geldi ki benim ebeveyn olarak kurduğum bağdan farklı olarak, çok daha objektif bir gözle çocuğumdaki potansiyeli gören, onu dışarıdan değerlendirebilen, onu benim kurmuş olduğum disiplin ve değerlerin ötesinde bir farkındalığa taşıyacak destek aradım.
‘Çocuklar büyüdükçe sorunları da büyür!’ diye bir yaklaşım vardır. Belki de çocuklar kendilerini keşfetmeye başladıkça içlerindeki potansiyeli görürüz ve açığa çıkaramadığımız potansiyelleri altında bazen bunalıp bazen öfkelenirken, zaman akıp gider. İşte tam da kendi çocuğumla ilgili, yeğenlerimle ilgili, çok yakın arkadaşlarımın çocukları ile ilgili bu düşüncelerin içerisinde gezinirken geldi High Potential'ın ilhamı.

En yakın iki arkadaşımla annelik üzerine senelerce yazıştık; öğrendiğimiz bilgileri, deneyimlerimizi, içgörülerimizi ve tabii ki her anne gibi yaptığımız hataları, pişmanlıkları, kaygıları birbirimizle paylaştık. Ve bir gün gene böyle 3 ayrı kıtadan bağlanıp birbirimizle dertleşirken, aynı hayale doğru gönlümüzün aktığının farkına vardık.
Aldığımız bunca eğitimin, farklı yaklaşım ve uygulamaların daha fazla gence ve ebeveyne ulaşması için neler yapabiliriz diye ilhamlarla dolduğumuz bir gün doğdu High Potential. Birbirimize sorduğumuz soruları, önerdiğimiz yöntemleri, 3 ülkeden harmanladığımız tüm bu deneyimleri diğer ebeveynlerle paylaşma fikri çok heyecanlandırdı bizi.
Bizim hikayemizi birçok yazıda derinlemesine paylaşırım. Bu yazıda tek bir amacım vardı, sana vermek istediğim tek bir mesaj: YALNIZ DEĞİLSİN! Bazen içinin umut dolup çocuğunun nerelere geleceğini düşündüğünde, bazen tam bir hayal kırıklığıyla dibe vurduğunda, bazen gerçekten ne yapacağını bilmediğinde ve bazen de "keşke çocuğuma güven dolu bir alan tanıyarak, ona rehberlik edecek biri olsa" dediğinde…

Sen eminim çok güzel, eşsiz bir ebeveynsin. Ama işte tam da tanımladığımız gibi annelik ve babalık zaten sınırları çok geniş, kapsamı hiç bitmeyen bir sorumluluk. Biz tam da bu yüzden senin üstündeki baskıyı hafifletmek, sana destek olmak ve en önemlisi çocuğunun içindeki en yüksek potansiyeli ortaya çıkarmak için buradayız.
Lütfen hatırla: YALNIZ DEĞİLSİN.
Sevgiler,
Bilge